Finlandiya’nın birçok kentinde Haziran ayı boyunca düzenlenen Onur Yürüyüşleri (Pride), renkli görüntülere sahne olurken, toplumun farklı kesimlerinden gelen destek ve eleştirilerle de gündeme geliyor. Özellikle Helsinki Pride, on binlerce kişinin katıldığı etkinliklerle ülkenin en büyük eşitlik hareketlerinden biri olma özelliğini koruyor.
Bir hafta süren etkinliklerde paneller, sergiler, konserler ve film gösterimleriyle LGBTQ+ bireylerin haklarına dikkat çekiliyor. Etkinliklere sadece bireysel katılım değil; siyasi partiler, şirketler, sendikalar ve bazı dini topluluklardan da açık destek geliyor. Finlandiya’da eşcinsel evlilik 2017 yılında yasal hale gelirken, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılık yasalarla açıkça yasaklanmış durumda.
Helsinki sokaklarında düzenlenen yürüyüşte aileler, çocuklar, göçmenler ve yaşlılar birlikte yürüdü. Finlandiya’daki birçok büyük firma gökkuşağı renkleriyle logolarını süsleyerek etkinliğe destek verdi. Belediye binalarına ve okullara da Pride bayrakları asıldı.
Bu yılki Onur Yürüyüşü Cumhurbaşkanı Aleksandır Stubb ve eşi Suzanne-İnnes Stubb’un himayelerinde gerçekleştirildi. Ancak yürüşe Cumhurbaşkanı Aleksandır Stubb katılmadı. Yürüyüşe hükümetten Dışişleri Bakanı Elina Valtonen’in yanı sıra parti liderleri de katıldı. Polis tarafından yapılan açıklamaya göre Helsinki’deki Onur Yürüyüşüne yaklaşık 100 bin kişi katıldı.
Bununla birlikte bazı çevrelerden eleştiriler geliyor. Muhafazakâr ve dini gruplar, etkinliklerin kamusal alandaki görünürlüğünden ve çocuklara yönelik içeriklerinden rahatsızlık duyduklarını belirtiyor. Bazı rahipler geleneksel aile yapısının zarar gördüğünü savunuyor.
Ayrıca bazı aşırı sağ gruplar, Pride’ı “kültürel bir dayatma” olarak nitelendiriyor ve Batı’nın değerlerinin zorla empoze edildiğini öne sürüyor. Zaman zaman yürüyüşler sırasında karşıt gösteriler de düzenleniyor; ancak güvenlik güçleri bu eylemleri kontrol altında tutuyor.
Bazı sol çevreler ve aktivistler ise büyük şirketlerin Pride’a verdiği desteğin samimiyetsiz olduğunu savunuyor. Bu eleştirmenlere göre markalar, LGBTQ+ sembollerini kullanarak yalnızca ticari kazanç sağlamakta ve mücadeleyi araçsallaştırmakta.
Göçmen kökenli topluluklarda da Pride’a dair farklı görüşler bulunuyor. Müslümanlar, bazı kültürel veya dini değerlere sahip bireyler etkinliklere mesafeli yaklaşırken, LGBTQ+ kimliği taşıyan göçmen bireylerin de yürüyüşlerde aktif rol aldığı görülüyor.
Finlandiya’da Onur Yürüyüşü etkinlikleri, bir yandan eşitlik ve görünürlük mücadelesine sahne olurken, öte yandan farklı toplumsal gruplar arasındaki değer tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Ülkede bu tür etkinlikler büyük ölçüde barışçıl ve kapsayıcı şekilde gerçekleşse de, farklı seslerin varlığı toplumsal çoğulculuğun bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.