DOLAR 32,3489 0.27%
EURO 35,1604 0.04%
ALTIN 2.308,681,38
BITCOIN 22908352,70%
İstanbul
17°

PARÇALI BULUTLU

02:00

YATSI'YA KALAN SÜRE

Işık Ulubaş: Finlandiya’daki göçmen çocuklar akran zorbalığına ve ayrımcılığa daha sık maruz kalıyor
  • HaberFin
  • Bilim
  • Işık Ulubaş: Finlandiya’daki göçmen çocuklar akran zorbalığına ve ayrımcılığa daha sık maruz kalıyor
2644 okunma

Işık Ulubaş: Finlandiya’daki göçmen çocuklar akran zorbalığına ve ayrımcılığa daha sık maruz kalıyor

ABONE OL
8 Aralık 2022 09:21
Işık Ulubaş: Finlandiya’daki göçmen çocuklar akran zorbalığına ve ayrımcılığa daha sık maruz kalıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Turku, Åbo Akademi doktora öğrencisi Işık Ulubaş’ın araştırması Fin basınında haber oldu. Finlandiya’nın kamu yayın kuruluşu Yle ve İsveççe yayın yapan Vasabladet gazetesi Ulubaş’ın göçmen çocuklar üzerine yaptığı araştırmayı sayfalarına taşıdı.

Işık Ulubaş’ın Vasabladet gazetesinde Vivian Johansson imzalı çıkan yazının Türkçesini sizlerle paylaşıyoruz.

Pohjanmaa bölgesinde yapılan bir araştırmaya göre göçmen çocuklar zorbalığa ve
ayrımcılığa üç kat daha fazla maruz kalıyorlar. Åbo Akademide yapılan yeni bir
araştırma ortaokul seviyesindeki çocukları konu aldı.

Yapılan güncel bir araştırma göçmen çocukların zorbalığa Finlandiya’da doğan çocuklara göre daha sık
maruz kaldıklarını ortaya koydu. Araştırmaya Pohjanmaa bölgesindeki Fince ve İsveççe konuşulan
ortaokullardan yaklaşık 1,827 çocuk katıldı.
İlgili araştırmayı yapan Åbo Akademi Üniversitesi gelişim psikolojisi bölümü doktora öğrencisi Işık
Ulubaş:
-Göçmen çocuklar hem zorbalığa daha sık maruz kalıyorlar, hem de zorba davranışlar göstermeye
daha yatkınlar.
Araştırmaya göre, göçmen ailelerin çocukları, Fin ailelerin çocuklarına oranla akran zorbalığına üç kat
daha fazla maruz kalıyorlar. Bununla beraber, akranları ve öğretmenleri tarafından etnik ayrımcılığa
uğruyorlar.
Ulubaş:
-Finlandiya’daki öğretmenler genel anlamda gayet donanımlılar ve ben onların ayrımcılığı kasten
yaptıklarını düşünmüyorum. Ayrımcılık genellikle yapanın farkında olmadan yaptığı bir eylem. Burada
çocukların ayrımcılığa uğrayıp uğramadıkları ile ilgili düşünceleri rol oynayan bir faktör.
Araştırmada zorbalığa ve etnik ayrımcılığa maruz kalmanın yanında, göçmen çocukların Fin
çocuklara kıyasla üç kat daha fazla agresif davranış sergilediklerini gösteriyor. Bunun sonucunda ise
çocuklar kendilerini okula ait hissetmiyorlar.
Ulubaş:
-Şunu hatırlamakta fayda var ki bu sonuçları bütün göçmen çocuklar için genelleyemeyiz. Çünkü
göçmen çocuklar dediğimiz zaman çok çeşitli etnik kökenlere sahip geniş bir gruptan bahsediyoruz.

Okula aidiyet duygusu çocuğun gelişimi açısından çok önemli bir yere sahip. Aidiyet duygusu çocuğun
okul ortamında kabul, saygı ve destek görmesi, okul içi aktivitelere dahil edildiğini hissetmesi demek.
Okula aidiyet duygusunun olmaması okulu bırakma riskini artırıyor.
-Pohjanmaa’da elde ettiğimiz sonuçlar, İsveç ve diğer Avrupa ülkelerinde elde edilen sonuçlarla
benzer.
Sık sık zorbalığa ve ayrımcılığa maruz kalan çocukların yetişkinlik dönemlerinde toplumun geneline
kıyasla daha az eğitimli, düşük gelirli ve sağlık problemlerine daha yatkın olma riskleri artıyor.
Peki bu durumu düzeltmek için ne yapabiliriz?
Ulubaş:

-Okullardaki zorbalık karşıtı uygulamalarda göçmenleri de dikkate almak çözüm yollarından bir tanesi.
Örnek vermek gerekirse, KiVa-koulu uygulaması aslen Fin çocuklara yönelik hazırlanmış bir uygulama.
Ulubaşa göre bu tür uygulamalar gayet başarılı, sadece etnik farklılığa duyarlı olarak geliştirilebilir.
Öğretmenlerin göçmen çocuklarla kişisel düzeyde etkileşimi de aynı ölçüde önemli.
-Öğretmenlerin halihazırda iş yüklerinin çok olduğunun, bunun yanında her göçmen çocuğun
kültürünü öğrenmenin çok zorlayıcı olabileceğinin farkındayım, fakat her kültürü derinlemesine
bilmek zorunda değiller. Öğrencilere görüldüklerini ve duyulduklarını hissettirmek çoğu kez yeterli.
Okul ile işbirliği yapma konusunda dil sıkıntı olabilse de, göçmen ailelere de bu konuda önemli bir rol
düşüyor. Okuldan bağımsız olarak onlar da çocuklarını ülke ve kültürlerinin olumlu yanlarını
göstererek destekleyebilirler.
-İçinde bulunduğumuz toplum bazı etnik grup, kültür ve ülkelere karşı olumsuz bir bakış açısına sahip
olabiliyor. Çocuklar kendi etnik gruplarının Fin toplumunda nasıl bir etkiye sahip olduğunu anlayacak
kadar bilinçliler.
Aileler ve öğretmenler çocuklara kendi grup ve kültürlerinin olumlu yönlerini bulmalarına yardımcı
olabilirler.
-Mesela öğretmenler sınıfta göçmen çocukların ülkelerinin ya da kültürlerinin iyi yanlarını sorabilirler.
Her kültürde iyi bir yan vardır.
Bu aynı zamanda sınıf arkadaşlarının da göçmenleri ve geldikleri ülkeyi iyi özellikler ile
ilişkilendirmesine yardımcı olur.
Zorbalık ve etnik ayrımcılık her ne kadar önemli olsa da, okula karşı aidiyet duygusunu sadece yüzde
20 oranında etkiliyor. Geriye kalan yüzde seksenlik kısmı ise öğretmen ve akran ilişkileri, veya
derslere olan bağlılık gibi faktörler oluşturuyor.
-Burada ilgi çekici olan, aidiyet duygusunun koruyucu olması, yani çocuk zorbalığa veya ayrımcılığa
uğrasa bile bu durumun çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkilemesini engellemesi.
Araştırma erkek çocuklarının şaşırtıcı bir şekilde daha fazla zorbalığa ve ayrımcılığa uğramalarına
rağmen okula aidiyet duygularının kızlara göre daha yüksek olduklarını gösteriyor.
-Bu konuyu daha derinlemesine araştırmak iyi olurdu. Çünkü okula aidiyet duygularını neden ve nasıl
kaybetmediklerini anlayabilirsek, bu destekleyici yöntemleri diğer çocuklara da uygulayabiliriz.
Araştırma 2019 yılında yapıldı ve katılanların yaklaşık %8.5’ini göçmen çocuklar oluşturdu.
-Araştırmayı yaptığımız sene Finlandiya’da doğan bebeklerin %10’u göçmen ailelere aitti. Bu da demek
oluyor ki yakin zamanda okullardaki çocukların en az %10’u göçmen aile çocukları olacak.
Elimizdeki veriler ışığında göçmen çocuk oranının artması demek, zorbalık ve ayrımcılık riskinin de
artması demek.
-Finlandiya zorbalıkla mücadelede genel olarak Avrupa'nın geri kalanından daha iyi olsa bile, bu
zorbalığın burada yaşanmadığı anlamına gelmiyor.
Ulubaş, bu nedenle, halihazırdaki durumu iyileştirecek önlemlerin bulunabilmesi için daha fazla
araştırmaya ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Zeliha Işık Ulubaş kimdir?
Lisansını Anadolu Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü’nde tamamladıktan sonra
Türkiye’de bir yıl öğretmen olarak çalıştı. Öğrencilerde gözlemlediği zorbalıktan etkilenerek Åbo
Akademi Üniversitesi’nde Barış, Arabuluculuk ve Çatışma Araştırma programında yüksek lisans
yapmak üzere 2013 yılında Finlandiya’ya taşındı. Çocuklardaki zorbalık ve ruh sağlığı üzerine yaptığı
doktora çalışmalarına Åbo Akademi Üniversitesi’nin gelişim psikolojisi bölümünde halen devam
etmektedir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.