İsrail hükümeti, Gazze’de dokuz aydır süren askeri harekâtı daha da derinleştirecek yeni bir stratejiye hazırlanıyor. “Gideon’un Arabaları” olarak adlandırılan operasyonun önümüzdeki günlerde başlatılması bekleniyor. Plana göre, İsrail ordusu Gazze’nin büyük bölümünü belirsiz bir süre işgal altında tutacak ve yaklaşık 2,2 milyon Filistinliyi evlerinden çıkararak kapalı alanlara yerleştirecek.
Helsingin Sanomat’ta yer alan bir yorumda “İsrail’in bu hamlesi, halihazırda abluka ve yıkım altında yaşayan Filistinliler için durumu daha da ağırlaştıracak” şekilde ifade ediliyor. Gıda, su, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlardan yoksun kalan Gazze halkı, insani felaketle karşı karşıya.
İsrail’in yeni planı, Batı dünyasında hem kamuoyunda hem de siyasette ciddi tepki toplamaya başladı. Özellikle bazı İsrailli aşırı sağcı siyasetçilerin Gazze’nin “Filistinlilerden boşaltılması” yönündeki çağrıları, uluslararası kamuoyunda endişeyle karşılanıyor.
Finlandiya ve Hollanda, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında İsrail-AB Ortaklık Anlaşması’nın dondurulmasını öneriyor. Bu, sembolik bir adım olarak değerlendirilse de Avrupa’daki tutum değişikliğinin göstergesi olarak önem taşıyor.
Haziran ayında Suudi Arabistan ve Fransa’nın öncülüğünde New York’ta düzenlenecek bir toplantıda, iki devletli çözüme dayalı yeni bir barış planı gündeme gelecek. Plan kapsamında bazı Avrupa ülkeleri – muhtemelen Finlandiya da dahil – Filistin devletini resmen tanımaya hazırlanıyor. Finlandiya Cumhurbaşkanı Aleksandır Stubb, bu adımın “doğru zamanda” atılacağını belirtti.
Ancak İsrail’in BM ve benzeri uluslararası girişimlere olan güvensizliği, planın başarı şansını belirsiz kılıyor.
ABD yönetimi, Gazze’deki krizin giderek derinleştiğinin farkında. Ancak Washington’un tepkileri şimdilik cılız düzeyde kalıyor. Avrupa ülkeleri arasında ise İsrail’e yönelik güçlü ekonomik ve askeri ilişkiler, sert adımlar atılmasını engelliyor.
Finlandiya da bu dengenin içinde yer alıyor. İsrail’in geliştirdiği hava savunma sistemi “Davut Sapanı”nın Finlandiya’ya satılması için anlaşma yapıldı. Bu durum, “İsrail ile silah ticareti durdurulmalı mı?” sorusunu yeniden gündeme getirdi.
Finlandiya, Başkan Stubb’ın ifadesiyle “değer temelli gerçekçilik” çizgisini izlemeye çalışıyor. Bir yanda güvenlik ihtiyacı, diğer yanda insan hakları ve uluslararası hukuk gibi evrensel değerler yer alıyor.
Gazze’de yaşananlar, savaşın bir pazarlama aracına dönüşmemesi gerektiğini ve insanlık onurunun göz ardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha gösteriyor. İsrail içinde dahi hükümetin politikalarına karşı çıkan ciddi bir muhalefet bulunuyor. Çok sayıda yedek asker Gazze operasyonlarına katılmayı reddederken, en radikal çizgideki Ortodoks Yahudiler askere gitmiyor.
Tüm bu gelişmelerin ışığında uluslararası toplumun, Gazze’deki insani krizi daha fazla derinleşmeden önlemek için acilen harekete geçmesi gerekiyor. Bölgeye yardım ulaştırılmalı, barış için diplomatik kanallar yeniden işler hale getirilmelidir.
Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.