Helsinki Üniversitesi Sosyologlarından Akhlaka Ahmad’in yapmış olduğu ve Koneen Säätiö Vakfı tarafından finanse edilen bir araştırmaya göre Fin isminin iş gücü piyasasında iş bulma adına açık ara bir avantaj olduğu tespit edildi.
İş gücü hiyerarşisinin tepesinde Fin kadını bulunurken en altta ise Somalili bir erkek yer alıyor.
Finler “İsim insanı güzelleştirmez, insan ismi güzelleştirir” diyorlar. Ancak uygulamada isim önemli bir yer tutuyor. Örneğin Abdirashid Mohamed, Finlandiya’da bir iş bulabilmek için aynı niteliklere ve dil becerilerine sahip olsalar bile Aino Hämäläinen’e göre daha zor iş buluyor.
Ahmad, bu tür uygulamalar genelde düşük ücretli işlerde gerçekleşiyor. Fin isimli potansiyel bir aday varsa işe alınma şansı daha fazla oluyor, diyor.
Ahmad 2016-2017 yıllarında hem Fin hem de yabancı isimlerden oluşan hayali beş bin kişilik bir iş başvurusu deneyi gerçekleştirdi. Deneyin amacı adayların isimlerinin mülakata davet edilmesini etkileyip etkilemeyeceğini tespit etmekti. Araştırması için Finler, İngilizler, Ruslar, Iraklılar ve Somaliler’den oluşan beş ayrı grup yaptı. İstihdam ve Ekonomik Kalkınma Bürosu (TE-toimisto) aracılığı ile lokanta, ofis işleri, perakende satış, temizlik ve müşteri hizmetleri alanında açılan pozisyonlara her gruptan toplam bin kişilik başvuru gönderdi.
Hayali çalışanların nitelikleri aynıydı, aynı eğitimi almışlar ve aynı iş tecrübesine sahiplerdi. Adayların tümü Finlandiya’da okumuştu. Bu da onların ya Finlandiya’da doğduklarını ya da okul öncesi bir yaşta geldiklerini gösteriyordu. Tümü Finceyi mükemmel derecede biliyordu. Adayların yarısı erkek yarısı kadındı.
Eğer işverenler yalnızca adayın niteliklerine dikkat etmiş olsalardı, o zaman tüm grupların temsilcileri görüşmeye aynı oranda davet edilme şansına sahip olacaktı.
Ancak sonuç dikkat çekiciydi ve Fin ismine sahip olanlar en çok çağrılanlardı. Bin başvurudan 390’ı Fin, 269’u İngiliz, 228’i Rus, 134’ü Irak ve 99’u Somali ismine sahip adaylardı.
İşin kapsamı, coğrafi konumu, işverenin cinsiyeti veya başvuru süresi, sonuç üzerinde önemli bir etkiye sahip değildi. Belirleyici rol, adayların adı ve anadilleri oldu.
Aynı zamanda, kadınların iş görüşmesi için davet alma konusunda erkeklerden daha fazla şansa sahip olduğu da tespit edildi. Örneğin, işverenler Rus isimliler arasında 132 kadını görüşmeye davet ederken buna karşılık 96 erkek adayı davet ettiler.
Nitelikli çalışanlar için de aynı sonuç geçerli mi? Bu konu araştırılıncaya kadar bunun hakkında bir şey söylemek mümkün değil. Ama ayrımcılığın nitelikli işçiler için de geçerli olmayacağını kimse söyleyemez.
Ahmad aynı zamanda göçmen çocuklarının da geleceğini merak ediyor. Buna benzer bir dengesizliğin Finlandiya’nın geleceğini olumsuz olarak etkileyebileceğini düşünüyor.
Kökenlerin bir soru haline gelmesi üzücü. Belki de hiç gitmedikleri vatanları geleceklerine bir engel olacak. Böyle bir durumda, gençlerin iyi bir eğitim alma ilgileri ortadan kalkabilir. Bu da, birçoğunun ailesiyle aynı düşük ücretli sektörlerde kalacakları gerçeğine yol açacaktır. Hatta yüksek öğrenim almalarına bakılmaksızın ilk dalga göçmenler gibi düşük vasıflı işlerde çalışmaya zorlanabilirler.
Göçmen çocukları ebeveynlerinin karşılaştıkları bu ayrımcılığa katlanma niyetinde değiller. Kökenleri devamlı karşılarına bir sorun olarak çıkarılırsa can sıkıcı ve sinir bozucu olacaktır.
Ahmad çalışmasının sonuçlarının kamuoyunda tartışılarak çözüme kavuşturulmasını umuyor ve emek ayrımcılığını önlemek adına Finlandiya’da birçok şey yapıldığını da ekliyor.
Örneğin isimsiz işe alımlar yaygın hale gelmeye başladı. İşe başvuru sürecinde adayın ismi, yaşı ve cinsiyeti sonucu etkilememesi adına genellikle gizli tutuluyor.
Helsinki, Espoo, Vanta ve Vaasa Belediyeleri ile Adalet Bakanlığı ve S-Ryhmä’da isimsiz işe alım uygulaması test edilemeye başlandı.
Kaynak: Yle
Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.