DOLAR 38,0165 0.43%
EURO 41,1730 0.48%
ALTIN 3.694,660,43
BITCOIN 32550872,80%
İstanbul
15°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Fin medyası Fethullah Gülen’in vefatına geniş yer ayırdı
  • HaberFin
  • Dünya
  • Fin medyası Fethullah Gülen’in vefatına geniş yer ayırdı
1013 okunma

Fin medyası Fethullah Gülen’in vefatına geniş yer ayırdı

ABONE OL
21 Ekim 2024 12:49
Fin medyası Fethullah Gülen’in vefatına geniş yer ayırdı
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Dün gece yerel saatle 20:40 civarında vefat eden Fethullah Gülen’in haberine Fin medyası geniş yer ayırdı.

Vefat haberini Erdoğan karşıtlığı ve 2016 yılındaki başarısız darbe girişimi ile birlikte işleyen Fin basını Fethullah Gülen’in bir vaiz olduğunu belirtirken isminin terör örgütü lideri olarak geçtiğini ancak bu konuda kanıt olmadığının altını çizdi.

Helsingin Sanomat’ın haberinde Türkiye uzmanı Toni Alaranta’nın görüşlerine yer verildi;

“Dış Politika Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Toni Alaranta, STT’ye yaptığı açıklamada, “Gülen bir tarikat lideriydi, bu konuda hiç şüphe yok. Ancak bir terörist lider olup olmadığı konusunda emin değiliz” dedi.

Alaranta’ya göre, Türkiye’de Gülen hareketi üyelerinin darbeyle bağlantılı olduğu yönünde bir fikir birliği var, ancak darbeyi bizzat Gülen’in organize ettiğine dair somut bir kanıt bulunmuyor.

Alaranta, “Gülen hareketi üzerine çok sayıda araştırma yapıldı ve büyük siyasi hedefleri olduğu ortaya çıktı, ancak Türkiye’nin darbe anlatısında pek çok belirsizlik vardı” dedi.

Araştırmacı, Gülen’in açık ve bilinen bir yardımcısının olmaması nedeniyle, Gülen’in ölümü sonrası hareket içinde bir liderlik krizi yaşanabileceğinden şüpheleniyor.

Alaranta’ya göre, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından yoğunlaşan “Gülen avının” devam edip etmeyeceği veya örgütle bağlantılı olmakla suçlanan kişilerin tutuklanmasının zamanla sona erip ermeyeceği belirsizliğini koruyor.

Alaranta, “Bu süreç tek bir hamleyle sona ermiyor” diye ekliyor.

Ayrıca Alaranta, ABD’nin Türkiye’nin taleplerine rağmen Gülen’i iade etmemiş olmasının, Gülen’in ölümüyle birlikte Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin iyileşmesine zemin hazırlayabileceğini belirtiyor.”

Helsingin Sanomat’ın başka bir heberinde ise gazeteci ve yorumcu Petteri Tuohinen ise düşüncelerini şöyle dile getiriyor;

“ABD’de hayatını kaybeden Müslüman vaiz Fethullah Gülen, Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vuran bir figürdü.

Türkiye, artçı şokları ülkeyi derinden sarsan 2016’daki başarısız darbe girişiminden Gülen ve takipçilerini sorumlu tuttu.

Darbe girişimi birkaç saat içinde bastırıldı. Olaylarla bağlantılı olarak yaklaşık 250 kişi hayatını kaybetti. Sokaklarda tanklar ilerlerken, gökyüzünde savaş uçakları uçuyordu. İstanbul ve Ankara’da patlamalar duyuldu ve ardından Türkiye’de uzun süreli bir olağanüstü hal ilan edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1999’dan bu yana ABD’de yaşayan eski müttefiki Gülen’i darbe girişiminin arkasında olmakla suçladı. Gülen, bu suçlamaları kesin bir dille reddetti ve darbenin hükümet tarafından planlandığını öne sürdü.

Darbe girişiminin ardından on binlerce kişi tutuklandı ve görevlerinden alındı. Erdoğan, muhaliflerini sert bir şekilde tasfiye etti ve ülkenin ifade özgürlüğü büyük ölçüde kısıtlandı.

Erdoğan’a karşı en ufak bir eleştiri bile insanları hapse girmeye sürükleyebilirdi. Tasfiyeler, Gülen hareketiyle bağlantısı olduğu iddiasıyla görevden alınan futbol hakemlerine kadar genişledi. ABD, kanıt yetersizliğini gerekçe göstererek Gülen’i Türkiye’ye iade etmeyi reddetti, bu da iki ülke arasındaki ilişkileri soğuttu.

Darbe girişiminden sonra Erdoğan, ülke üzerindeki otokratik kontrolünü daha da pekiştirdi ve Türkiye’nin demokratik yapısını zayıflattı. Erdoğan, darbe girişiminin, diğer şeylerin yanı sıra, ülkenin laiklik yanlısı güçlerini temsil eden ordunun temizlenmesi için bir “Tanrı vergisi” olduğunu ifade etti.

Erdoğan’ın siyasi kariyerinin ilk dönemlerinde Gülen ile ilişkisi farklıydı. İkili, ortak bir düşmana karşı birleşmişti: Türkiye’nin laik seçkinleri ve ordunun dinin siyasette yer almasına karşı duruşu.

Ancak, Erdoğan’ın iktidarını güçlendirmesiyle eski müttefiklerin yolları ayrıldı. Dönüm noktası 2013 yılıydı. Erdoğan, Gülen hareketi için büyük önem taşıyan dershanelere karşı bir hamle yaptı. Aynı dönemde, Gülen destekçisi olduğu düşünülen savcılar, Erdoğan’ın yakın çevresini de içine alan bir yolsuzluk skandalı ortaya çıkardı.

Gülen, Hizmet hareketinin eski bir imamı ve lideriydi. Hareket, Türkiye ve dünyada binlerce okul açtı. Gülen, dinin özel hayata ait olması gerektiğini savunan ılımlı bir İslam anlayışını vaaz ediyordu ve ayrıca dinler arası diyaloğu teşvik ediyordu.”

Finlandiya’nın kamu yayın kuruluşu Yle ise Gülen’in vefat haberini siyah bir fonda çok fazla detaya girmeden verdi.

Haber İlta Sanomat, Aamulehti, MTV Uutiset, Demokraatti, Salon Seudun Sanomat, Ilkka Pohjalainen ve Keski Suomalainen’de geniş yer buldu.

Fethullah Gülen ve taraftarları AB’de dolayısı ile de Finlandiya’da terörist grup olarak görülmüyor. Finlandiya Göçmenlik Bürosu MİGRİ AB’nin desteği ile geçtiğimiz günlerde Gülen Hareketi mensuplarının uğradığı mağduriyeti raporlaştırmış ve bu rapor geniş yankı uyandırmıştı. Raporu Türkiye’deki Havuz Medyası görmezden gelmişti.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.