Finlandiya yerel seçimlerinde Türkçe konuşan adayları tanıyor musunuz 5?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Saynur Soramies ( Kangasala Perussuomalaiset)

1.Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 

 Adım Saynur Soramies, 54 yaşındayım. Almanya’da doğup büyüdüm, liseyi Türkiye’de
tamamladım, Almanya’da hemşirelik eğitimi aldım. Finlandiya’da yüksek lisans yapıp, interkültürel
toplum ve özellikle sosyal hizmetler ve sağlık alanında uzmanlaştım.
Finlandiya’da sağlık sektörüne yönelik kültürlerarası koordinatörlüğü görevini geliştiren ilk kişiyim
ve Pirha`da (Pirkanmaan hyvinvointialue) 4 yıl bu görevde çalıştım. Şu anda çok kültürlü iş
ortamlarının yönetimi, göçmenlerle etkileşim ve yabancıların istihdamı üzerine seminerler ve
kurslar veriyorum.
Çok kültürlülük hayatımın her zaman bir parçası oldu; Alman-Türk kökenliyim ve hayatımı her iki
ülkede geçirdim. Almanya’da Fin eşimle tanıştık. 20 yıl önce ailece Finlandiya’ya taşındık, burası
benim için dil ve kültür açısından tamamen yabancı bir ülkeydi. Dört çocuğumuz, üç damadımız ve
dört torunumuz var.

2.Sizi siyasete atılmaya iten en önemli neden neydi? Bu yolculuk nasıl başladı?

Interkültürel bir toplumun nasıl çalışması gerektiğini, hangi faydaları ve hangi zorlukları getirdiğini
küçük yastan beri izleme şansım vardı. Babam Almanya’ya giden ilk isçilerden biriydi (1963).
Finlandiya’ya taşındığımızda, burada birçok konunun çok yeni olduğunu ve çokkültürlülük
konusunda pek az deneyim olduğunu gördüm.
Bence, Almanya’da ve başka Avrupa ülkelerinde yapılan hataları Finlandiya’da yapmayı
önleyebiliriz.
Ayrıca hemşire ve Türk kökenli olarak yaşlılar benim için çok önemlidir. Kendilerini savunamazlar
ve haklarını arayamazlar. Biz onların adına konuşmalıyız. Ve birçok göçmen şimdi genç olsa da
onlar da yaşlanacaklar ve iyi ve güvenli bir bakım hakkına sahiptirler.
Perussuomalaiset partisi hakkında sosyal medyadan olumsuz bir düşüncem vardı. Ancak yıllar
içinde tanıştığım parti üyeleri gayet nazik ve samimiydiler ve bir arkadaşım beni partide aktif üye
olmaya davet etti.

3.Türkçe konuşan bir aday olarak, siyaset sahnesine adım attığınızda çevrenizden
nasıl tepkiler aldınız? Destekleyenler de, zorlayanlar da oldu mu?

Birçok Fin ve yabancı arkadaşım ve tanıdığım beni tebrik etti ve destekledi. Bazı arkadaşlar,
”mülteci karşıtı” bir partinin nasıl yabancıları kabul ettiğine hayret etti, bazıları ise ”mülteci karşıtı”
partisinde yer almamı eleştirdi.

4.Seçildiğiniz takdirde, belediye meclisinde öncelikli olarak hangi konular üzerinde
çalışmak istiyorsunuz? Sizi en çok heyecanlandıran projeler neler?

Belediye meclisinde öncelikli olarak çalışmak istediğim konular arasında göçmenlerin topluma
sağlıklı bir şekilde uyum sağlamaları büyük yer tutuyor. Kapsayıcı bir uyum süreci, Fin dilinin
öğrenilmesi ve iş hayatına katılım için gerekli donanımın kazandırılması, göçmenlerin kendi
hayatlarını bağımsızca sürdürebilmeleri ve Finlandiya toplumunun eşit bireyleri olabilmeleri
açısından hayati öneme sahiptir.
Kangasala’da çok kültürlülüğün getirdiği değişimleri dikkatle takip etmeli ve bu alanda önleyici,
yapıcı çözümler üretmeliyiz. Bana göre, göçün hem Finlandiya’ya hem de buraya gelen insanlara
fayda sağlaması ancak şu şartlarda mümkündür: Yerli halkın göçmenleri kabul etmeye ve
desteklemeye istekli olması, ve aynı zamanda göçmenlerin de bu ülkenin değerlerine ve yaşam
biçimine uyum sağlamaya hazır olması gerekir.

Eğitim ve öğretim – Geleceğin sağlam temeli!
Aile, toplumun temelidir ve çocukların eğitimi konusunda öncelikli hak ve sorumluluk ebeveynlere
aittir. Kangasala’daki ailelerin bu önemli görevlerinde desteklenmeleri gerektiğine inanıyorum.
Okullarda çocukların huzur içinde öğrenebilmeleri sağlanmalı; eğitimcilerin yeterli kaynaklara,
araçlara ve yetkilere sahip olmaları sağlanarak, işlerini kaliteli ve motive olmuş şekilde
yapabilmeleri mümkün kılınmalıdır.

Geleneksel değerlere saygı
Bir Hristiyan olarak, aile hayatı, sorumluluk bilinci, çalışkanlık ve insan hayatına her aşamasında
duyulan saygı gibi geleneksel değerleri savunuyorum. Bir toplumun gücü, en savunmasız
bireylerine nasıl davrandığıyla ölçülür. Yardıma muhtaç insanlara destek olmalı, özellikle yaşlılara
sunulan hizmetleri geliştirmeye yönelik çözümler üretmeliyiz.

5.Finlandiya’da yaşayan göçmen kökenli insanlar sizce yerel siyasette yeterince söz
sahibi olabiliyor mu? Daha fazla katılım için neler yapılmalı?

Bence Finlandiya’da yerel siyasette söz sahibi olmak herkes için mümkündür. Devlet, yabancıların
entegrasyonu için ciddi miktarda kaynak harcamakta ve onların topluma uyum sağlaması için
elinden geleni yapmaktadır. Sivil toplum kuruluşları, göçmenlere destek olmak amacıyla çeşitli
projeler yürütmektedir. Eğitim sistemi dünya çapında tanınmakta olup eşitlikçidir. Yabancı kökenli
çocuklar ücretsiz ve kaliteli eğitime erişebilmektedir.
Yetişkinler için de Fince dil kursları, entegrasyon eğitimleri ve mesleki gelişim fırsatları
sunulmaktadır. Yolsuzluğun neredeyse hiç olmaması, adil bir yönetim anlayışı ve insan haklarına
duyulan saygı, Finlandiya’yı güvenilir bir ülke haline getirmektedir. Kadın-erkek eşitliği ve fırsat
eşitliği konularında da örnek gösterilen bir ülkedir.

Tüm bu nedenlerle Finlandiya, yabancılar açısından dünyanın en yaşanabilir ülkelerinden biri
olarak öne çıkmakta ve bizlere katılım için son derece elverişli bir ortam sunmaktadır.

6.Türkiye kökenli seçmenlerle görüşmelerinizde en çok hangi sorunları gündeme
getiriyorlar? Size hangi konularda umut bağlıyorlar?

Türkiye kökenli göçmenlerle henüz çok fazla görüşmem olmadı. Sanırım çoğu beni tanımıyor.
Umarım HaberFin’in röportajından sonra daha iyi tanınmış olurum.

7.Finlandiyalı ve göçmen kökenli seçmenler arasında farklı öncelikler ya da bakış
açıları hissediyor musunuz? Siz bu iki kesimin beklentilerini nasıl dengeliyorsunuz?

Benim önemli olarak gördüğüm konularda aslında Finlandiyalı ve göçmen kökenli seçenler
arasında insanların düşündüğünden çok daha az fark var. Mesela yaslıların sosyal ve sağlık
hizmetleri: her seçmen yaslı insanların saygılı ve iyi bir bakimi hak ettiklerini düşünür.
Göç konusunda da Finlandiyalı ve göçmen kökenli seçenler büyük ölçüde hemfikirler: Herkes
geçimini kendi sağlamalı ve Finlandiya’ya insanların geçindirilmek için gelmesi istenmiyor.

8. Özellikle genç göçmenlerin eğitim, iş ve toplumda yer edinme süreçlerinde ne gibi
zorluklarla karşılaştığını gözlemliyorsunuz? Sizce nasıl desteklenebilirler?

Hem genç hem yetişkin göçmenlerin birçok zorlukla karşılaştığını gözlemliyorum. Bunların başında
dil bariyeri geliyor. Fince’yi yeterince bilmeyen hem eğitimde hem de iş hayatında geride
kalabiliyor. Ayrıca kültürel farklılıklar nedeniyle kendilerini dışlanmış hissedebiliyorlar ve aidiyet
duygusu geliştirmekte zorlanıyorlar.
Göçmenlerin sistemi tanımamaları, haklarını bilmemeleri ve özgüven eksikliği de bu süreci daha da
zorlaştırıyor.
Bununla birlikte, bireyin de kendisi aktif olmalı ve devletin sunduğu imkanları değerlendirmelidir.
Entegrasyon süreci sadece dışarıdan destekle değil, aynı zamanda kişinin kendi çabasıyla da ilerler.
Gençler fırsatlara ulaşmak için çaba göstermeli, öğrenmeye ve katılıma açık olmalıdır.
Ayrıca gençlerin ailelere de büyük sorumluluk düşmektedir. Ebeveynler, çocuklarını desteklemeli,
eğitimlerine önem vermeli ve onları hem duygusal hem de pratik anlamda teşvik etmelidir. Aile
desteği, gençlerin güven duygusunu geliştirir ve hayata daha güçlü adımlarla katılmalarını sağlar.

9. Finlandiya’da çok kültürlülüğü ve toplumsal uyumu artırmak için yerel yönetimler
ne yapmalı? Sizin önerileriniz neler?

Finlandiya’da çok kültürlülüğü ve toplumsal uyumu artırmak için yerel yönetimlerin daha aktif ve
kapsayıcı bir rol üstlenmesi büyük önem taşımaktadır. Devlet, entegrasyon süreci için ciddi
kaynaklar ayırmakta; eğitim sisteminden sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok yapı bu süreci
desteklemektedir.
Ancak yerel düzeyde bu çabaların daha görünür ve ulaşılabilir hale gelmesi gerekir. Yerel
yönetimlerin, bölgelerinde yaşayan yabancılara nasıl ulaşabileceklerini sistematik olarak
geliştirmeleri ve onları yerel faaliyetlere nasıl davet edebileceklerine dair etkili yöntemler
oluşturmaları büyük önem taşır. Bu, yalnızca bilgilendirme ile sınırlı kalmamalı; aktif davet,
rehberlik ve kültürlerarası etkileşimi teşvik eden etkinliklerle desteklenmelidir.
Ayrıca, toplumsal uyumun çift yönlü bir süreç olduğunu unutmamak gerekir. Yabancı bireyler ve
yabancı dernekler de bu süreçte daha aktif rol almalı, toplumun farklı kesimleriyle iletişim ve iş
birliği içinde olmalıdır.

10. Siyaset yolculuğunuzda size en zor gelen, en çok mücadele ettiğiniz konu ne
oldu? Bu zorlukları nasıl aştınız?

Siyaset yolculuğuma atılmak aslında oldukça kolay oldu. Finlandiya’daki eşitlik ve adalet anlayışı,
göçmenlerin de siyasi hayata katılımını kolaylaştırıyor. Fikir özgürlüğü ve farklı düşünenlere
duyulan karşılıklı saygı gerçekten çok kıymetli.
Siyasetin içinde yer aldıkça, farklı bakış açılarını buluşturmak ve her iki tarafta da mevcut olan
önyargıları yıkabilmek için aktif iletişim kurmak, iş birlikleri geliştirmek ve bilgi paylaşımıyla karşılıklı
anlayışı güçlendirmek gerektiğini gördüm – bu adımların atılması toplumsal uyum açısından büyük
önem taşıyor.
Finlerin açık fikirli yaklaşımı, saygılı tartışma ortamları ve toplumsal kapsayıcılığı önemseyen
yapılar, bu yolda bana büyük destek oldu. Bu değerler sayesinde siyasette yer almak benim için
hem mümkün hem de anlamlı hale geldi.

11.Finlandiya’da Türkiye kökenli toplumun sosyal ve kültürel yaşamını nasıl
değerlendiriyorsunuz? Daha güçlü bir toplumsal dayanışma için ne yapılabilir?

Finlandiya’daki Türkiye kökenli toplumun sosyal ve kültürel yaşamını genel olarak olumlu
değerlendiriyorum. Topluluk içinde aktif bir dayanışma ve birlikte olma arzusu mevcut. Kendi
kültürünü ve anadilini yaşatmaya yönelik çabalar oldukça kıymetli; bu değerlerin yeni nesillere
aktarılması büyük önem taşıyor.
Ayrıca, Türkiye kökenli insanların büyük bir kısmı çalışkan, açık fikirli, kendilerine sunulan özgürlükleri,
eğitim olanaklarını, gelişim imkânlarını ve toplumdaki eşitlik ilkesini takdir ediyor ve bunları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu da onların hem bireysel hem toplumsal anlamda güçlenmesine katkı sunuyor.
Daha güçlü bir toplumsal dayanışma için, topluluk içindeki farklı jenerasyonlar ve bireyler arasında
daha fazla köprü kurulmalı; ortak etkinlikler, sohbet ortamları ve ortak projeler teşvik edilmelidir.
Ayrıca, diğer göçmen gruplarla ve yerel toplumla etkileşim artırıldıkça, karşılıklı anlayış ve destek
daha da güçlenir. Dayanışmanın anahtarı, açık iletişim, karşılıklı saygı ve ortak değerlerde
buluşmaktır.

12. Sizce Finlandiya ve Türkiye arasında yerel düzeyde kültürel ya da ekonomik
köprüler kurulabilir mi? Bu konuda hayata geçirmek istediğiniz projeler var mı?

Evet, Finlandiya’nın sosyal ve sağlık alanındaki bilgi birikimi, sistem yaklaşımı ve inovatif çözümleri
Türkiye için ilham verici olabilir. Özellikle erken müdahale, dijital hizmetler, iş sağlığı ve güvenliği ve
çok kültürlülük alanlarında Finlandiya’dan Türkiye’ye bilgi ve deneyim aktarımı büyük katkılar
sağlayabilir. Bu alanlarda kurulacak iş birlikleri, her iki ülke için de değerli kazanımlar yaratabilir.
Ayrıca, Finlandiya ve Türkiye arasında yerel düzeyde hem kültürel hem de ekonomik köprüler
kurulabilir – ve böyle köprülerin kurulması iki ülke halkları arasında karşılıklı anlayışı, iş birliğini ve
güveni artırır. Özellikle kültürel alanda ortak etkinlikler, söyleşiler, sanat ve yemek üzerinden
kurulacak diyaloglar toplumları birbirine yakınlaştırabilir.
Benim şu anda hayata geçirmekte olduğum somut bir projem olmasa da, böyle girişimlerin
mümkün ve önemli olduğunu düşünüyorum. Her iki tarafın da açık fikirli, öğrenmeye ve iş birliğine
istekli olması, bu tür köprülerin kurulması için sağlam bir temel sunuyor. Eğer uygun fırsatlar
oluşursa, ben de bu tür çalışmalara katkı sunmaktan memnuniyet duyarım.

13.Sosyal medyanın ve dijital araçların seçim kampanyanızdaki rolü nasıl? Size göre
bu alanlar özellikle genç seçmenlere ulaşmak için ne kadar önemli?

Sosyal medyanın ve dijital araçların seçim kampanyada önemli bir rolü var. Ancak, isimin
yoğunluğu nedeniyle maalesef kampanyama pek vakit ayıramadım. Yine de, Facebook ve
Instagram gibi platformlarda aday olduğumu ilan ettim. Sosyal medya, özellikle genç seçmenlere
ulaşmak için çok önemli bir araç. Gençlerin büyük bir kısmı dijital platformlar üzerinden haber
alıyor ve sosyal medyada aktif olarak etkileşimde bulunuyor.

14.Göçmen kökenli insanlara siyasete katılmaları için ne tavsiye edersiniz? Nelerden
ilham almalarını önerirsiniz?

Göçmen kökenli insanlara siyasete katılmaları için en önemli tavsiyem, topluma katkıda bulunmak
ve kendi seslerini duyurmak adına cesur olmalarıdır. Finlandiya’da, eşitlik, özgürlük ve gelişim
fırsatları gibi değerler göçmenlerin siyasette aktif olmasını kolaylaştırıyor.
İlham almalarını önerdiğim şey, kendi kültürlerinin güçlü yanlarını, özellikle toplumsal dayanışma
ve misafirperverlik gibi değerleri, Finlandiya toplumuna taşımalarıdır. Bu değerler, toplumun daha
açık fikirli ve kapsayıcı hale gelmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda, kendi kültürlerinin zayıf
yönlerini fark edip bu eksiklikleri geliştirmek ve güçlendirmek de önemli bir adımdır. Göçmen
kökenli bireylerin, kültürler arası köprüler kurarak, farklı topluluklar arasında anlayış ve işbirliği
oluşturmaları gerekmektedir. Bu, onların hem kendi toplumlarına hem de Finlandiya’ya katkı
sağlamaları için güçlü bir yol olacaktır.

15. Son olarak, Türkiye kökenli topluma ve özellikle genç nesle bir mesajınız var mı?
Onlara ne söylemek istersiniz?

Finlandiya, sizler için eşsiz bir fırsatlar sunan bir ülke. Burada, özgürce yaşama, kendinizi
geliştirme ve istediğiniz kariyeri inşa etme şansına sahipsiniz. Eğitim sisteminin sunduğu
olanaklardan yararlanarak, kendinizi her alanda geliştirebilir ve geleceğinizi
şekillendirebilirsiniz.
Sizin için en önemli şey, sahip olduğunuz bu fırsatları değerlendirmek ve kendi yolunuzu
çizmektir. Finlandiya’da özgürce eğitim alabilir, kendinizi geliştirebilir ve iş hayatında
başarılı bir kariyer inşa edebilirsiniz. Bu fırsatlar, sizin potansiyelinizi en üst seviyeye
çıkarma ve kendi geleceğinizi şekillendirme konusunda eşsiz bir şans sunuyor. Unutmayın,
sizler sadece kendi toplumunuzun değil, aynı zamanda bu ülkenin de geleceğine katkı
sağlayacak güçlü bireyler olarak yetişiyorsunuz.