Dünya genelinde olduğu gibi Finlandiya’da da ırkçılık ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor ve bunun ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu gerçeğin farkında olan Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, bugün katıldığı ırkçılığa karşı düzenlenen kampanyada, hükümetin bu mücadelede kararlılıkla yer aldığını bir kez daha vurguladı. Orpo, Finlandiya’da yaşayan yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek, ırkçılığa karşı mücadelenin devam etmesi gerektiğini belirtti.
Başbakan Orpo, Finlandiya toplumunun büyük bir kısmının ırkçılığa karşı durduğunu ifade ederek, toplumdaki çok renkliliğin birlikteliği ve gücü simgelediğini, bunun da Finlandiya’nın başarısını artıracağını söyledi. Ayrıca, Orpo, ülkenin tüm kurumlarında ırkçılıkla mücadelenin yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, toplumun tüm kesimlerinden bu konuda destek istedi.
Başbakanın bu net mesajları verdiği toplantıya, hükümet ortağı olan ırkçı Perus Suomalainen partisinden katılım olmaması dikkat çekti. Ancak, Başbakan Orpo’nun “Finlandiya’da ırkçılığa son” çağrısı, kamuoyuna tek ve açık bir mesaj olarak iletildi.
Son yıllarda, ırkçı partinin hükümet ortağı olmasının ardından, Finlandiya’ya göç ve yabancı iş gücünün ülkeye girişine yönelik kısıtlayıcı önlemler alındı. Özellikle, Finlandiya vatandaşlığına geçişler zorlaştırıldı. Diğer yandan, ülkenin düşük doğum oranları nedeniyle genç nüfusun azalması, ilerleyen yıllarda emeklilik maaşlarının nasıl ödeneceği sorusunu gündeme getirmişti. Irkçı parti, vasıfsız yabancıların Finlandiya’ya girişini önleyici adımlar atarken, İsveç partisi ise yabancı iş gücünün ülkeye girişini kolaylaştırıcı yasaların çıkarılmasını talep ediyor.
Irkçılığa karşı düzenlenen toplantıda, Finlandiya’ya göç etmiş ve başarılı olmuş yabancı kökenli işverenler örnek gösterilerek, yabancıların ülkeye katkılarının altı çizildi. Toplantıya katılan önemli bir diğer konuşmacı ise, Helsinki şehri HSL otobüsleri ulaşım direktörüydü. Helsinki’de ulaşımda önemli bir katkı sağlayan otobüs şoförlerinin neredeyse tamamının yabancı uyruklu olduğu vurgulandı.
Finlandiya’ya yabancı göçleri, 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlamıştı. O dönemde Finlandiya ekonomisi büyük bir darbe almış ve özellikle Somali ile Afrika ülkelerinden gelen sığınmacılar ülke gündeminde geniş yer bulmuştu. 1995 yılında Finlandiya’nın AB üyeliğiyle birlikte ekonomi toparlanmaya başlamış ve ülke daha fazla göç almaya başlamıştı.
Geçen yıllar içinde, yabancı göçmenlerin ikinci kuşakları Finlandiya toplumuna pozitif katkılar sağlamış, doktor, hemşire, polis, öğretmen, mühendis gibi birçok alanda başarılı iş insanları olarak karşımıza çıkmıştır.
Bugün Finlandiya nüfusunun yüzde 9’unun yabancılardan oluşması, ırkçı partilerin güçlenmesine zemin hazırlamış, bazı vatandaşlar yabancıların işlerini ellerinden aldığı düşüncesine kapılarak, ülkeye göçü zorlaştırıcı ırkçı politikaları desteklemeye başlamıştır.
Başta hükümet olmak üzere, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb da, ırkçılığın bu ülkede kabul edilemez olduğunu her fırsatta dile getirmekte, Finlandiya’nın uluslararası insan haklarına saygılı, çok renkli ve özgürlükler ülkesi olarak anılmaya devam etmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Stubb, Finlandiya’nın dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülkeler arasında kalması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’un eşinin İngiliz olması da çok kültürlülüğe verilen önemi göstermektedir.
Sonuç olarak, amaç, toplumdaki ırkçılığı tamamen ortadan kaldırmaktır. Irkçılık karşıtı bu kampanya, Finlandiya’da ırkçılığın var olduğunu kabul etmekte ve bundan kurtulmanın mümkün ve gerekli olduğunu savunmaktadır.
Abdullah Bilal Dalkılıç HaberFin Editörü
Fotoğraf: HaberFin
Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.