DOLAR 32,5363 0.24%
EURO 34,7587 0.05%
ALTIN 2.493,041,26
BITCOIN 20628034,05%
İstanbul
13°

HAFİF YAĞMUR

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bir başarı örneği: Roger Bannister
894 okunma

Bir başarı örneği: Roger Bannister

ABONE OL
21 Eylül 2021 14:35
Bir başarı örneği: Roger Bannister
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bireylerin değişip gelişmesinde belirleyici unsur inançtır. İnandığını gerçekleştirme konusunda tüm gayretini ortaya koyan için başarı doğal ve beklenen sonuçtur. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Toplum genelde birinin harekete geçip başarmasını bekler. O biri başarıya ulaştığında pek çokları onun yolundan giderek başarılı sonuca ulaşma eğilimindedir. Her ne kadar pek çok insan başarılı olsa da kapıyı ilk açan, cesareti ilk gösteren unutulmayanlar listesinde yerini alır. Diğerleri ise hatırlanır mı hatırlanmaz mı bilinmez.

Bugün size 23 Mart 1929’da Londra’nın kuzeyinde yer alan Harrow’da doğan Roger Bannister’dan söz edeceğim. Roger’in koşuya yetenekli oluşu daha çocukken çevresi tarafından fark ediliyordu. Ancak koşu Roger’in dünyasında önemli ve odaklandığı bir yerde değildi. O nedenle koşmaya başlaması Oxford’da tıp okuduğu döneme denk gelmekteydi.

1950’lerin başında zeki ve aynı zamanda çalışkan Bannister nöroloji alanında çalışmalar yaptığı sıralarda 1500 metre koşusunda madalya almayı hayal etmeye başladı. Helsinki’de gerçekleştirilecek olan 1952 olimpiyatları onun için iyi bir fırsattı. Ancak Helsinki Olimpiyatları öncesinde İsveç’te yaşadığı başarısızlık onu koşuyu bırakmanın eşiğine getiren bir ümitsizliğe sevk etti. Sporu bırakmayı ciddi ciddi düşündü. Çünkü önünde uğruna çaba sarf ettiği fakat başarılı olamadığı bir enkaz görüyordu. Bu düşüncelerle katıldığı, açılışını dönemin Finlandiya Cumhurbaşkanı Juho Kusti Paasikivi’nin yaptığı, Helsinki Olimpiyatları’nda 3.46.0 ile dördüncülüğün sahibi oldu.

Hayatının Dönüm Noktası Olan Bir Karar

Bir süre düşündükten sonra sporu bırakma yerine kendine yeni bir hedef belirlemenin daha doğru olacağına karar verdi. Belirlediği hedef atletizmde o güne kadar hiç kimse tarafından gerçekleştirilmemişti. İşte bu hedef, bir mil yarışında dört dakikanın altında koşan ilk insan olmaktı.

1600 metre koşusu o zamanın en popüler branşı denilebilir. Orta mesafede koşan pek çok atlet bu branşta şansını denese de 1600 metreyi 4 dakikanın altında koşmak imkansız olarak görülüyordu. Çünkü 1945’te Gunder Hugg tarafından 4.01.40 ile kırılan rekor bir insanın ulaşabileceği son sınır olarak değerlendirilmekteydi. Zihinlerde çizilmiş sınırı Roger Bannister’ın aşabilmesi için 4 dakikanın altında koşuyu tamamlaması gerekecekti. Oxford Üniversitesi’nde tıp alanında çalışmalar yaparken okulun atletizm pistinde antrenman yapabilmesi için ayırabileceği günlük zaman sadece 45 dakikaydı. Bu süreyi çok iyi değerlendirebilmek için o güne kadar denenmemiş yöntemler uygulamaya başladı. Yüksek hızdaki atakların yerine ortalamadan biraz üstte bir hızda belirlediği tempoda koşunca daha az oksijene ihtiyaç duyduğunu tespit etti. Bu tespitini 1600 metre yerine çok sık tekrarladığı fazla tempolu 400 metrelik koşularda değerlendirdi.

Tarihler 6 Mayıs 1954’ü gösterdiğinde Oxford Ifley Rd Track’ta çalışmalarının sonucunu test etme fırsatını yakaladı. Olimpiyat pistinde kronometreler 2.25.00’i gösterdiğinde kadraja giren iki kişiden biri Bannester’dı. Kronometreler 3.36.20’yi gösterdiğinde son turun son 300 metresinde kulvarı tek başına tamamlamak üzere koşuyordu. Yarışı tamamladığında Roger ayakta durmakta zorlanıyordu. Kendini en yakın dostu Nicholas Stacey’nin kollarına bıraktı.

Tarihi Anlar Yaşanıyor

Üç bin kişinin sessizce sonucun anons edilmesini beklediği anlardı. “Yarış derecesiii, üç dakikaaa….” Anonsu duyanlar sözler tamamlanmadan gözyaşları içinde ortamı sevinç çığlıklarına boğdu. İnsanoğlu tarafından asla geçilemeyeceğine inanılan dört dakika sınırını aşan Bannaster yarışı 3.59.40 ile tamamlayarak tabuları da yıkmış oldu.

Aslında bakıldığında 3.59.40 ile 4 dakika arasında büyük bir zaman farkı yok. Ancak arkadaki bu küçücük zaman farkı sadece Roger Bannister’ın tarihe geçmesine neden olmamış aynı zamanda zihinlere örülen büyük bir duvarda da gedik açmıştır. O sene ‘Dünyada Yılın Sporcusu’ ödülünü alan Roger Bannester’ın adı, yarışı kazandığı ve rekor kırdığı piste verildi. Aldığı ödüller arasında İngiltere Kraliçesi tarafından verilen şövalye unvanı da vardı. İnsanlığa sunduğu katkılar belki de aldığı tüm ödüllerden daha değerliydi. Ne mi oldu? Kırdığı rekorla elde ettiği başarıyı tıp dünyasında gerçekleştirdiği çalışmalar da eşlik edince pek çok parkinson hastasına umut oldu.

Tabuları yıkarak zihinlerdeki duvarda açtığı gedikten pek çok sporcu geçmiştir. Rekorun üzerinden sadece 45 gün geçmişken Tuku’da İsveçli atlet John Landy 3.58.00’lik başarısı ile bunu göstermiştir. Günümüze kadar 1300’den fazla atlet dört dakikanın altında bir sürede yarışı tamamlamayı başardı. Bannester’ın rekorundan sonra süreyi 16.27.00 daha kısalttıklarını görüyoruz. Bu sonuç Roger Bannester’ın şu sözlerini ispatlar niteliktedir:

“Eğer bugün bu mesafeyi 3.59.40’lık sürede koşan birini bulabiliyorsanız yarın bunu daha kısa sürede koşan birini bulmanız kesin demektir.”

Mustafa Yeşilçam

HaberFin Editörü

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Detaylar için Gizlilik Politikası ve Çerez Politikası sayfalarını inceleyebilirsiniz.