Cumhuriyet değerlerine sahip çıkılarak da Müslüman olunabilir

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cumhuriyet Bayramı bazı Türk vatandaşlarının katılımıyla Helsinki’de kutlandı.

T.C. Helsinki Büyükelçisi Deniz Çakar’ın ev sahipliği yaptığı davete Finlandiya Parlamento Başkanı ve Eski Başbakan Matti Vanhanen ile Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto da katıldı ve birer konuşma yaptı.

Kutlamalar pandemi nedeniyle daha önceki yıllarda yapılamamıştı. Cumhuriyet Bayramı kutlaması bu yıl güzel bir ortamda aşırıya kaçılmadan yapıldı. Görüntü nezihti.

Son zamanlarda Cumhuriyet olgusu aklıma geldikçe sık sık kendimle yüzleşiyor iç dünyamda özeleştiri yapıyorum. Bu yıl ki Cumhuriyet Bayramı kutlaması da bana bir özeleştiri yapma imkanı sundu. Yazımda cumhuriyet ile ilgili düşüncelerimi kaleme alıp özeleştirimi sizlerle paylaşacağım.  Amacım bir kesimi övmek veya birilerine yaranmak değil.

Şimdi çok üzülüyorum

İstanbul’da Beşiktaş’ta büyüdüm. Orada Atatürk ve Atatürkçülük çokça işlendiği halde maalesef ben bundan uzak kaldım. Atatürk’ü hiç anlamadım.

Çocukluğum döneminde etrafımda yıllarca Atatürk’ü kötüleyen, cumhuriyetin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bilmeyen aynı zamanda İslam’ın da ne olduğunu tam olarak anlamayan bir grubun içinde yaşadım.

“Atatürk İslam düşmanı, Türkiye’yi bu zihniyetten kurtarmalıyız” diyen Siyasal İslamcı bir gelenekten gelmiştim. Daha sonraları ne kadar büyük yaralar aldığımı fark ettim.

Finlandiya’ya geldikten sonra bile o aldığım bilinçaltı dezenformasyonlarım devam etti. Bu duygu ve düşüncelerim ta ki benim “Nutuk” kitabını acizane küçük kütüphaneme dahil edip okumaya başlayana kadar böyle sürüp gitti. Nutuk’u okuduktan sonra adeta duvara toslamış hissi ile Atatürk’ü görmeye ve tanımaya başladığımı itiraf etmek zorundayım.

Sakın yanlış anlamayın! Benim amacım kimseyi kutsallaştırmak değil. Amacım, Cumhuriyet olgusunun ne kadar önemli olduğunu ve bu olgunun değerini vurgulamaya çalışmak ve aynı zamanda kendi özeleştirimi yapmak.

Çünkü ben Cumhuriyetin ilan edilmesinin ne kadar yerinde ve üstün zekalı birisinin kararı sonrası olduğunu daha yeni yeni anlamaya başladım.

Zira dünyanın birçok ülkesini gezen biri olarak, özellikle de Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda çokça bulunan birisi olarak Siyasal İslam mantığının yakıcı yıkıcı, ayrıştırıcı sonuçlarını bizzat gördüm. Ve onun için bu özeleştirimi yapmak istedim.

Eğitim, güvenlik, sağlık ve adalet gibi birçok temel yaşam olgularının sağlandığı bir ülkede yaşamanın değerini Finlandiya’ya geldikten sonra daha iyi anladım.

Bu gün İslam Dünyası’ndaki sıkıntılar, devletlerin özgür ve liberal Cumhuriyetçi olamamalarından kaynaklanıyor. Siyasal İslam modelinin yaşandığı coğrafyalardaki sonuç tüm çıplaklığı ile ortada.

Yaşadıklarım bana öğretti ki pekala Cumhuriyet değerlerine sadık gerçek laik bir Müslüman olunabiliyormuş. Çok şükür ki bunu Finlandiya’da öğrendim.

Türkiye’de yaşayan tüm insanlara Cumhuriyet değerlerine sımsıkı sarılmalarını ve bağnazlıktan kurtulmalarını tavsiye ediyorum. Cumhuriyet değerlerine sahip çıkılarak da Müslüman olunabilir.

Bizi kurtaracak olan Siyasal İslam değil, Demokrasi ve Cumhuriyettir.

Abdullah Dalkılıç